Süper Lig’in 4’üncü haftasında Fenerbahçe, alanında Alanyaspor’u 3-0 mağlup etti. Sarı-lacivertli takıma galibiyeti getiren golleri Tadic (2) ve Dzeko kaydetti. Sarı-lacivertliler, bu galibiyetle puanını 10’a yükseltirken, Alanyaspor 2 puanda kaldı.
Mücadele sonrası Milliyet Gazetesi müellifleri müsabakayı kıymetlendirdi.
İki “lunaparkçı” hoca! / Ercan Güven
Maç göz nazaran göre Alanyaspor ikramı ve konut sahibi kimliğindeki Fenerbahçe’den gerçek bir nezaket gösterisiyle başladı. Lakin Fatih Tekke’nin izah edebileceği Alanyaspor sistemi, adeta bir taktik çalışma üzere kale önünden pasla çıkma inadına dayanıyordu. Fatih Hoca’nın tek sürprizi, neredeyse diş doktoru uzaklığındaki Fenerbahçelilerden fırsat bulup kaleciden sağ beke binbir zorlukla taşınacak topu şayet mümkünse Fenerbahçe’nin savunmasında Çağlar ile bekleyen Serdar Dursun’a iletebilmekti.
‘MOURİNHO SON ANDA YETİŞTİ’
Bir bakıma “gel de at” diyordu Alanyaspor. Önde basan Fenerbahçe tabi ki, oyunu rakip kale önüne yıktı. Moralli, güçlü konutundaki Fenerbahçe’nin Alanyaspor ikramını nezaketle reddedip gol için lakin devrenin sonunu beklemesi biraz rakip kale önündeki kalabalıktan biraz da Maximin’in çalım şehvetine kapılıp lakin o kalabalığa girdikten sonra pas vermeyi hatırlamasındandı. Aslında Alanyaspor’un saha davranışı o kadar alışılmadıktı ki, Fenerbahçe’nin de akordu bozulmuştu. Bu arıza ikinci yarının başında yeterlice ortaya çıkınca, son anda yetişti Mourinho.
İlk yarı Fenerbahçe baskılıydı, üstündü lakin coşkulu değildi. Farkı yükseltmek için ekstra şeyler yapmak yerine Alanyaspor kalesi önünde sıkışıp kalmış oyunu “nasıl olsa” düzeyine indirmişlerdi.
‘FENERBAHÇE ŞAŞIRDI’
Ancak ikinci yarı “rakip ikramı” yerine geçişli, baskılı, süratli ve ayağa paslı Alanyaspor oyunuyla karşılaşan Fenerbahçe şaşırdı. Uzun müddet tek kale oynadı Alanyaspor. Fatih Tekke birinci yarıdaki Alanyaspor’un tuhaf planını değiştirmiş, artık sıra ikinci yarıda güç durumlara düşen Fenerbahçe’nin oyun stratejisini değiştirmeye gelmişti ve Mourinho, Maximin’i çıkarıp İrfan Can’ı, daha sonra En Nesyri’yi aldı.
Ve hamle futboluna dönmüş Alanyaspor hiçbir yeni düzenleme yapamadan art geriye gelen Tadic’in, Dzeko’nun golleriyle üçe çıkan fark…
Bu değişik maçın sebebi aslında çılgınlık mesleğinin kendini tepeye taşıdığı Mourinho ile çılgın işler yapmaktan asla çekinmeyen Fatih Tekke’nin, yani olgun ve genç iki çılgının alana etkileriydi.
Doğaldı… Size “huzur” vaat eden tatil köyü işletmecisi de “gerilim, endişe, heyecan” sunan lunapark işletmecisi de sonuçta tıpkı meslek kısmının üyeleridir. Lakin kimileri aykırıdır! Kimileri muhalif olmaya çalışır.
Fenerbahçe’nin oyun hafızası kazandırıyor! / Uzay Gökerman
Fatih Tekke, Alanyaspor’un başına geldiğinden bu yana ekibin geriden oyun kurma konusunda ısrarlı tavrını sürdürüyor.
Erol Bulut, Sergen Yalçın, Çağdaş Atan, Farioli üzere isimlerin de grubun başında olduğu periyotlarda Alanyaspor’a düzgün futbol oynatmaya çaba ettiklerini hatırlıyoruz.
Ancak kelam konusu devirlerde takım olarak da Alanyaspor bugünkünden çok daha âlâ ve kaliteli ayaklarla oynuyordu.
Veya şöyle tabir edelim, teknik yöneticiler başlarında hayal ettiği oyun planını alana yansıtabilecek futbolculara sahipti.
Bugün tıpkı cümleleri kurmamız o kadar kolay değil. Bu nedenle de Fatih Tekke tahminen Guardiola üzere grubunu geriden oyun kurmasını hayal ediyor lakin olmuyor.
Bu hayal devam ettiği sürece de Alanyaspor’un Ligin üst düzey kadroları karşısında 3 ve üzeri farklı sonuçlarla alandan ayrılacağını söylemek için çok fazla düşünmeye, iddiada bulunmaya gerek bile bulunmuyor.
Mourinho, dersine düzgün çalışmış olacak başlama düdüğü ile birlikte topu Alanyaspor’a teslim etti ve onun kaleciden itibaren topla oyun kurmasına müsaade verdi.
Amaç tüm takım ile rakip alana yığılıp baskı ile çarçabuk gole ulaşmaktı.
İlk 15 dakikada Fenerbahçe’nin skoru 3-0 yapamamasını Mourinho ayrıyeten Samandıra’da inceleyerek oyuncularıyla birlikte konuşması gerekiyor.
Pozisyon olarak da ziyadesiyle müsait durumda kaçan goller ekibin hem taktiksel olarak âlâ planlanmış kurgusunu bozdu hem de sonuç almasını engelledi.
Henüz çok yeni ve ekibe alışma evresinde olduğundan Maximin’in sık sık arkadaşlarının alanlarına ve toplarına müdahalesini, ayrıyeten gereğinden fazla topu ayağında tutmasını eleştirmenin şimdilik erken olduğunu ben yazabilirim lakin Mourinho’nun mutlak surette oyuncuyu uyaracağını da kestirim edebilirim.
Bu biçimde oynamaya devam ederse birinci onbir değil müdahale oyuncusuna dönüşebilir. Söz ettiğim üzere şimdi çok erken.
Fenerbahçe maça sahiden çok baskılı başladı.
Bu kısımda üst üste 8. Dakikada Dzeko, 9. Dakikada Tadic ve 11. Dakikada Szymanski’nin konumları kaçtı. Biri gol olsa çok daha açık farklı bir galibiyet gelebilirdi.
Sonrasında oyun dengelendi yahut Fenerbahçe faal dinlenmek için baskısını hafifletti.
35’e kadar daha az konumu olan bir maç biçiminde devam ederken buradan itibaren oyun hızlandı, Fenerbahçe tekrar yüklenmeye başladı.
Devreye önde girmek istediği açık biçimde görülüyordu ki 43’te Tadic’in golü geldi.
Bu gol Fenerbahçe’nin üzerindeki tüm tansiyonu aldı. İkinci yarı, Rize’de olduğu üzere gol sağanağına dönüşebileceğinin sinyallerini verdi.
Ama ikinci yarı tam da o denli beklendiği üzere başlamadı ve devam etmedi. Güya oyun sıkıştı. Alanyaspor’un üst üste atak teşebbüsleri oldu ki bunlardan biri ziyadesiyle tehdit ediciydi.
İşte tam da burada Mourinho oyuna vaktinde diyebileceğimiz bir yerde müdahale etti ve ortaya İrfan Can kartını çıkardı.
5 dakika sonra da Tadic’le ikinci golü buldu Fenerbahçe ve maçı da kopardı.
İrfan Can bir de Dzeko’ya asist yaptı.
Fenerbahçe’nin geçen dönemden kalan bir takımı ve oyun alışkanlığı var. Vakit zaman bunun devreye girerek zorlandığı kısımda ekibe hayat verdiğini izliyoruz.
Diğer tarafta Mourinho rakip tahlilleriyle maçlara farklı planlarla hazırlanıyor ve bunu da oyuncularına oynatmaya çalışıyor.
Ancak dikkat edilirse Portekizli Hoca oyun hafızasını bir anda bozmamak ismine geçen sezonki takıma pek dokunmadan maçlara çıkıyor. Dünkü takımda yalnızca Maximin vardı.
Yeri geldiği için OPTA’nın hatırlattığı şu datayı de eklemek hakikat olur.
Fenerbahçe, Üstün Lig’de kendisine ilişkin olan en uzun süren yenilmezlik serisi 31 maçı dün tekrarladı. 24 galibiyet ve 7 beraberlik. Son hezimetini geçen dönem Kasım ayının başında Trabzonspor’a karşı almıştı. Ondan sonra oynadığı maçlar üstte yazdığım oyun hafızasının tesirli olduğunu söyleyebiliriz.
Mourinho da kazanmayı sürdüren bu grubun ana omurgasını koruyarak yoluna devam ediyor.
Gelen transferler şimdilik kulübede oturuyorlar lakin bu daima bu türlü devam edecek manasına gelmiyor.
Dün Avrupa Ligi’nde de rakipleri aşikâr oldu.
Manchester United, Slavia Prag, Lyon, AZ Alkmaar, Union SG, Midtjylland, Athletic Bilbao ve Twente kadrolarının değerli bir kısmının Şampiyonlar Ligi ayarında olduklarını biliyoruz.
Böylesine güçlü takımlarla iki ligi bir ortada götürebilmek için geniş bir takım rotasyonuna sahip olmak gerekiyor.
Fenerbahçe hayli nokta transferlerle yoluna ilerliyor. Amrabat’ın bu istikamette atılmış çok güçlü bir adım olduğu bir gerçek.
Fenerbahçe’nin dünkü oyununda orta alanının ileriye çıkarak rakip ceza alanı önünde yaptığı baskı çok değerliydi. Bunun geliştirilerek sonuç alıcı hale getirilmesi gerekiyor.